Alexandre Dumas yemek meraklılılarını üçe ayırır:
Oburlar: Ne bulursa bitirinceye kadar tıkınan bu gruba “Glouton” der.
Pis boğazlılar: Lezzet peşinde olan ve çok yiyenlerdir. “Gourmand” diye adlandırılırlar.
Ağzının tadını bilenler: Lezzet peşinde olup az yiyenlerdir; seçici ve zevk sahibi kişilerdir. Onlara ise gourmet yani gurme denir.
1500’lü yıllarda Fransa’da pişirilen ağır yemekler ve artan zehirlenmeler nedeniyle Kral 16. Louis mutfağa girdi ve ülkenin yemek kültüründe köklü değişiklikler yaptı. Böylece gurmelik kavramı ortaya çıktı. Gurmelik, damak tadına dair herşeyi kapsayan bir kavramdır, hatta bir yaşam biçimidir. Çünkü gurmenin, bir gıdanın üretiminden, içerdiği besin değerlerine, pişiriliş biçimlerinden, sofradaki sunumuna kadar her aşaması hakkında bilgi sahibi olması beklenir.
Bir de gastronomlar var. Gaster mide, nomos kanun demek. Bu durumda gastronomi “mide kanunu” anlamına geliyor. Gastronomi bilimiyle uğraşan uzman kişilere de “Gastronom” deniyor.